Moskova

Moskova

27 Eylül 2016 Salı

Vejetaryen kebabı Tatar bifteğine tercih eden Rus yazarlar


Rusya'da yapılan bazı araştırmalara göre, nüfusun neredeyse yüzde 4'ü vejetaryen. Bu oranda klasik Rus edebiyatçıların da etkisi olduğuna inanılıyor. Bu nedenle Sputnik, 'vejetaryen kebabı Tatar bifteğine tercih eden' bazı Rus yazarlara ışık tutuyor.

Rusya'da vejetaryenliğin geçmişi, ülkenin ilk vejetaryen topluluğu olan 'Ne balık ne de tavuk eti'nin St. Petersburg'da ortaya çıktığı 1860'ların ortasına kadar gidiyor. 'Vejetaryenlik' kelimesiyse Rus Dili Sözlüğü'ne 19. yüzyılın sonunda girdi. Ülkenin ilk vejetaryen kafesi 1894'te başkent Moskova'da açılırken, vejetaryen yemek tariflerini içeren ilk Rusça kitap ise 1923'te basıldı. 'Kimseyi Yemiyorum' adlı bu kitap, yılın her güne bir yemek düşecek şekilde 365 tarif içeriyordu. Çarlık Rusyası'nın tanınmış vejetaryenleri arasında ressamlar Nikolay Rerih, Nikolay Ge ve İlya Repin gibi isimler yer alıyordu. Rus yazarlar arasında da 'zulümsüz besin ürünlerini' tercih eden bir dizi isim bulunuyordu.

Tolstoy bu denemesinde vejetaryenliği 'erdeme giden yola doğru atılmış doğru adım' olarak tanımlar. Denemenin yayımlanmasının ardından vejetaryenlik Rus entelektüel sınıfı (intelligentsiya) arasında yaygınlaşır.

Lev Tolstoy, İngiliz vejetaryen yazar William Frey’in, kendisini evi Yasnaya Polyana'da ziyaret etmesinden sonra et yemeyi bırakır. Bu ziyaretin ardından Tolstoy 'İlk Adım' adlı denemesini yazar. 1891'de yayımlanan deneme bu dönem yazarları tarafından 'Vejetaryenliğin İncili' olarak anılır.

Diğer taraftan karısı Sofiya Tolstaya'nın anılarına göre, Tolstoy'un düşünceleri gerçek hayattaki uygulamaları ile birbirini her zaman tutmaz.

Tolstoy'dan etkilenerek vejetaryen olan isimlerin başında Nikolay Leskov gelir. Leskov'un 'Vejetaryenler Hakkında' adlı makalesi 1889'da yayımlanır. Leskov, Figura isimli hikayesinde de Rus edebiyatının ilk vejetaryen karakterine hayat verir. Hikayeye göre, 'Figura, Nastya ve üç yaşındaki kızıyla birlikte yaşar. İçlerinden hiçbiri ne et ne balık ne de yaşam bilinci olan herhangi bir şey yer.'

Sergey Yesenin de Tolstoy’un yazdıklarından etkilenmiştir. Bir vejetaryen olan fizyolog İvan Pavlov’la olan ilişkisinin de Yesenin üzerinde büyük etkisi olmuştur. Yesenin, günün birinde, bir süreliğine de olsa et, balık ve tütünden vazgeçer.

Yesenin arkadaşı Grigoriy Panfilov’a yazdığı bir mektupta şu ifadeleri kullanır: "Böylelikle et yemeyi bıraktım. Balık ya da şeker de tüketmiyorum. Derisi olan her şeyden kaçınmak istiyorum fakat vejetaryen olarak da anılmak istemiyorum. Bunların hepsinin nedeni ne? Ben hakikati bulmuş bir insanım. Bundan böyle ne Hristiyan ne de köylü olarak anılmak istiyorum. Zira bunlar sadece haysiyetimi alçaltmaya hizmet eder."

Maksim Gorki tüm yaşamı boyunca sebze turşusu, lapa ve çorba gibi basit halk yemeklerini tercih etti. Gorki, beslenme şeklini anlatan bir anekdotun da baş kahramanıdır.

Vejetaryen erkek ve ısrarcı kadın’ adlı bu anekdot şöyle anlatılır:

Gorki bir vejetaryendi yani et yemiyordu. ABD’ye gittiğinde katıldığı bir akşam yemeğinde kendini, onu et yemeye ikna etmeye çalışan bir kadının yanında otururken buldu. “Bir parça tavuk almak istemez misiniz?” diye sordu kadın. “Hayır, teşekkür ederim” diye yanıt verdi Gorki. “Ya bir parça jambon?” diye yeniden sordu kadın. “Hayır, çok teşekkür ederim” oldu yazarın yanıtı. “Bir parça dana eti de mi almazsınız?” diyerek ısrarına devam etti kadın. “Bunların hiçbirini yemiyorum” diye yanıtladı Gorki ve sabrının sonuna geldiğini gösteren bir biçimde ekledi: “Eğer günün birinde et yemeye başlarsam, bu, çiğ insan eti olacak.”

23 Eylül 2016 Cuma

Dünyada İlk Kez Sovyetler Birliği Tarafından Vatandaşlarına Uygulanmış 12 Hak



Umut Aktepe / Ofpofer

Tarihin en büyük devletlerinden biri olan SSCB'nin vatandaşlarına tanıdığı önemli haklar...

Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Birliği, Rusya İmparatorluğu’nun 1917’deki büyük Ekim Devrimi’yle yıkılmasından sonra aynı topraklar üzerinde kurulan ve 1991’e kadar varlığını koruyan Sovyetler Birliği ya da SSCB olarak da bilinen devlettir. 
Sovyet Rusya Komünizmi ile yönetilen SSCB'nin dünya üzerinde ilk olarak kendi vatandaşlarına uygulanmış hakları merak ediyorsanız bunlar şöyle:

1. SSCB dünyada 8 saatlik çalışma süresini getiren ilk ülke olmuştur.

2. SSCB'nin sağladığı diğer bir hak ise çalışan herkesin 1 aylık izin hakkı olmasıydı.
http://pixel.rubiconproject.com/exchange/sync.php?p=criteo&redir=http%3a%2f%2fdis.criteo.com%2frex%2fmatch.aspx%3fc%3d28%26uid%3duid
3. SSCB'de hiçbir işçi meslek gruplarının izni olmadıkça işten çıkarılamıyordu.

4. SSCB döneminde her işçi yılda bir kez gitmek istediği tatil yeri için müdürüne talep iletebiliyordu.

5. SSCB'de yaşayan her vatandaşa ücretsiz daire verilmekteydi. Bunun için yüzlerce başvuru yapılıyordu elbette ama vatandaşlar en nihayetinde bir ev sahibi olabiliyordu.

6. SSCB'de her vatandaş evden işine ücretsiz ulaşım hakkına sahipti.

7. SSCB'de doğan her çocuğa 3 yaşına kadar ücretsiz olarak süt veriliyordu.
Bu nedenle çocuğunu alıp süthanelere gelen vatandaşlar hiçbir ücret ödemeden bu imkandan yararlanabiliyorlardı.

8. SSCB dönemin her doğum yapan kadına üç yıl doğum izni veriliyordu.
İlk yılında çalışma ücretini tam alan anne diğer yıllarda da sosyal yardımlardan yararlanabiliyordu.

9. SSCB vatandaşları dünyada ilk kez parasız olarak profesyonel sağlık hizmeti alan ilk halktı.
Vatandaşlar istediği bir sağlık kuruluşuna sıra beklemeden ve ücret ödemeden gidip muayene olabiliyorlardı. 

10. Üniversiteye girip bitiren her öğrenciye devlet tarafından iş bulma garantisi veriliyordu.

11. SSCB'nin dünyadaki ilk uygulaması ise isteyen her öğrenci derecesine göre üniversite okuyabiliyordu.
Bu uygulama ile lise derecesine göre isteyen her öğrenci istediği üniversitede eğitim alabiliyordu. Bu uygulama Rusya'da halen uygulanmaktadır.


12. SSCB dünyada ilk olarak okul öncesi eğitimi ve kreş eğitimini ücretsiz olarak sağlayan ülke olmuştu.

20 Eylül 2016 Salı

Hermitaj'ın fare avcısı kedileri, kendi başkanlarını seçecek

Kaynak: https://tr.sputniknews.com/yasam/

Rusya'nın St. Petersburg kentindeki Hermitaj Müzesi'nde fare avcılığı görevinden emekliye ayrılan kedilerin kendi başkanlarını seçeceği belirtildi.

Petersburg'daki Kedi Müzesi'nin direktörü Anna Kondrateva, kedilerin başkanı olmak için yarışan insan adayların her birinin kentteki kedilerin hayatını iyileştirmek için kendi projelerini hazırladığını söyledi.
Kondrateva'nın anlattığına göre, kedi başkanı seçimleri iki turdan oluşacak. Birinci turda Kedi Müzesi'nin ziyaretçileri en beğendikleri projeyi seçecek. Bu elemenin ardından gelen ikinci turdaysa kediler devreye girecek.

Adayların portrelerinden her birinin önüne bir kap kuru kedi maması yerleştirilecek ve en çok 'seçmeni' kendine çeken portrenin sahibi de kentteki kedilerin başkanı olacak.

Hermitaj kedileri müzeye ait Kışlık Saray binasında yaşıyor. Hermitaj'daki fare avcılığı görevlerini tamamlayan kedilerse Kedi Müzesi'nin bahçesindeki Kedi Cumhuriyeti adlı kafeye yerleştiriliyor.


Hermitaj'da ilk fare avcıları 18. yüzyılda belirmeye başlamış.

12 Eylül 2016 Pazartesi

Rusya’da Seçimler(2) Siyasi partiler


M. Hakkı Yazıcı

Kaynak:  http://www.turkrus.com/ , http://www.medyagunlugu.com/ 



Rusya’da 18 Eylül’de yapılacak seçimlere az kala 14 siyasi parti arasındaki rekabet kızışıyor.

Benim üst kat komşum Vladimir İvanoviç’de ise hala heyecan yok. Ama bana anlatmaktan da imtina etmiyor.

Rusya’nın çok partili bir siyasi hayatı var.

Sovyetler Birliği dağılmadan evvel, daha yaklaşık 25 yıl öncesinde siyasi sahnede sadece Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin olduğunu hatırlayınca bunun Rusya’nın toplumsal yaşamında ne büyük ve yeni bir değişiklik olduğunu anlıyor insan.

1905-1917 yılları arasında varlığını sürdüren Çarlık Rusyası’nın yasama meclisi Duma’nın siyasi ömrü 1917 Bolşevik Devrimiyle son bulmuştu.

Rusya’da Devrim öncesi son seçimler, IV. Duma için 1912 yılı sonbaharında yapılmıştı.
Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Rusya Federasyonu yasama meclisi, 1993 Anayasasıyla yeniden Duma ismiyle siyaset sahnesinde yerini almıştı.

İlk Duma seçimi 12 Aralık 1993 yılında yapılmıştı.

Bunu 1995, 1999, 2003, 2007, 2011 seçimleri takip etmişti.

Şu anda Duma’da milletvekili bulunan, barajı aşmış, aralarında en büyüğü iktidardaki Birleşik Rusya Partisi de olmak üzere dört parti var.

Ancak aslında Rusya’da resmi kayıtlı 76 siyasi parti mevcut. Diğerleri, yani önümüzdeki seçime giren 14 parti dışındakiler, seçime girmeyenler ya da giremeyenler... Bir de yasal statüsü olmayan çok sayıda parti var.

“Uuuvv, ne çok parti varmış?” demeyin; daha geçenlerde Türkiye’nin 91’inci siyasi partisinin Osmanlı Partisi adıyla kurulduğunu hatırlayın.

***
Elimdeki deftere bu notları alırken Vladimir İvanoviç, yine nokta vuruşlu bir uyarı yapıyor:

“Nicelik değil, nitelik önemli,” diyor.

Rusya’da ne kadar demokrasi var, diye sorulsa her kafadan başka bir ses çıkar. Ancak Rusya’nın Batılı ülkelere pek benzemediği ve Rusların da bundan bir övünme payı çıkardığı bir gerçek.

Bana sorarsanız da tarihteki bütün iyi niyetli teşebbüslere de rağmen “demokrasi” bu dünyaya gönlümün köşesindeki anlamda hiç uğramadı. Çok kötümsersin derseniz de, deyin; n’apalım böyle…

Tek partili olunca demokrasi olmuyor, ama çok partili olunca olabiliyor diye bir şey de yok.
Demokrasi kültürü, halkın günlük yaşamına nüfuz etmemişse partilerin sayısı kaçmış, seçim sistemi falan nasılmış hepsi geri planda kalıyor.

Bunu bizim ülkemizde de anlayabilmiş insan sayısı ne yazık ki henüz çok az.

Sevgi var mı, sevgi? Saygı var mı, saygı? Ya barış?

Bunlar olmadan gelişmiş ekonomi, kalkınma, eğitim kalitesi, refah, huzur, daha bir sürü şey olamıyor.

Viladimir İvanoviç’e:

“Yani, ne kaa ekmek, o kaa köfte,” diyorum.

Yüzüme öyle bakakalıyor.

Biliyorum, biraz karışık oldu; anlaşılamadı. Öylesine, birden bu konular aklıma geldi; konuşuverdim işte.

Bunu buradaki seçimler için değil, daha çok memleket dertleri aklıma geldiği için söyleyiverdim.

Neyse konuyu dağıtmayalım. Bunu daha sonra teferruatlı konuşmakta yarar var.

***
Şimdi benim özelimi, dertlerimi bir yana bırakalım da Rusya’daki partiler konusunda bilmeyenlere kısa bilgi verelim ( Bilenler bu bölümü atlayabilir).

Merkez Seçim Komisyonu, Rusya’da kayıtlı partiler arasından başvurusu olan ve seçime katılma hakkına sahip parti sayısının yukarıda da bilgisini verdiğim gibi 14 olduğunu bildirdi.

Oy pusulasındaki yerlerine göre bunlar şöyle:

1. Партия "Родина"( Partiya Rodina - Vatan Partisi), parti lideri Aleksey Zhuravlev, siyasi söylemleri aşırı milliyetçi, muhafazakar.  
2. "Коммунисты России" (Kommunistı Rassiyi-Rusya’nın Komünistleri ), parti lideri Maksim Suraykin, siyasi söylemleri Marksist-Leninist/ Komünist.
3. "Российская партия пенсионеров за справедливость" - РППС – (Rassiyskaya Partiya Pensiyonerov za Spravedlivost- Rusya Adalet için Emeklilerin Partisi), parti lideri Yevgeniy Artyuh, siyasi söylemleri sosyal muhafazakar.
4. "Единая Россия"(Yedinnaya Rassiya-Birleşik Rusya), kurucusu Devlet Başkanı Vladimir Putin, parti lideri Dimitri Medvedev, siyasi söylemleri merkez muhafazakar, ulusalcı.
5. "Зелёные" (Zelyönıye-Rusya Ekoloji Partisi “Yeşiller”), parti lideri Anatoly Panfilov, siyasi söylemleri ekolojist, çevreci, yeşil politikalar.
6. "Гражданская платформа" ( Grajdanskaya Platforma,Civic Platform - Sivil Platform), parti lideri Rifat Shaykhutdinov, siyasi söylemleri liberalizm.
7. ЛДПР,( Rusya Liberal Demokrat Partisi), parti lideri Vladimir Jirinovskiy, siyasi söylemleri milliyetçi sağcı, muhafazakar.
8. "Парнас", ( PARNAS-Halkın Özgürlük Partisi), parti lideri Mikhail Kasyanov, siyasi söylemleri muhafazakar liberal, liberal demokrasi.
9. "Партия Роста" ( Partiya Rosta- Gelişme Partisi), parti lideri Boris Titov, siyasi söylemleri muhafazakar liberal.
10. "Гражданская сила" (Grajdanskaya Sila-Sivil Güç), parti lideri Kirill Bykanin, siyasi söylemleri liberalizm, yeşil politikalar.
11. "Яблоко" (Yabloko-Elma), parti lideri Emilia Slabunova, siyasi söylemleri sosyal liberalizm, Avrupa yanlısı.
12. КПРФ,( Rusya Federasyonu Komünist Partisi), parti lideri Gennadiy Zyuganov, siyasi söylemleri, Marksizm-Leninizm / Komünizm.
13. "Патриоты России" (Patriotı Rassiyi- Rusyanın Vatanseverleri Partisi), parti lideri Gennady Semigin, siyasi söylemleri demokratik sosyalizm/ulusalcı sol.
14. "Справедливая Россия"(Spravedlivaya Rassiya- Adil Rusya Partisi), parti lideri Sergey Mironov, siyasi söylemleri sosyal demokrasi/ demokratik sosyalizm.

***
Rusya’da Duma’da milletvekili bulunan, geçmiş seçimde barajı aşmış dört siyasi partiyle ilgili biraz daha ayrıntılı bilgi verelim.

Birleşik Rusya 

Birleşik Rusya (Единая Россия-Yedinaya Rossiya), kendi siyasi çizgisini merkez partisi olarak tanımlayan iktidardaki partidir. 

1 Aralık 2001’de Birlik ile Anavatan - Bütün Rusya adlı siyasi partilerin birleşmesiyle kurulan bu siyasi partinin kurucusu Devlet Başkanı Vladimir Putin’dir.
Şu andaki Genel başkanı ise Başbakan Dmitry Medvedev’dir.
Halen Duma'da sahip olduğu 315 sandalyeyle geçmiş seçimde en fazla oyu alan siyasi parti konumundadır.
En yakın rakibiyse geçen seçimlerde ikinci olan Komünist Parti'dir.
Söylemlerine ve icraatlarına bakılarak merkez sağ, sosyal muhafazakar, halkçı, merkeziyetçi, devletçi, bir siyasi parti olduğu söylenebilir.
Partinin XI.Kongresi'nde temel amacın muhafazakar modernleşme olduğu ifade edilmiştir. Demokrasiyi egemen kılmak, yabancı ülkelere karşı ulusal egemenliği savunmak, ulusal değerleri korumak hedefleridir.
Parti, 2007 parlamento seçimlerinde “Putin'in planı” sloganıyla seçimlere girmişti.
Bu plana göre tarihsel geleneklere ve ortak kültüre sahip çıkarak Rusya'nın geliştirilmesi, sanayide yüksek teknolojiden faydalanılarak yatırımların arttırılması, ekonomik rekabetin teşvik edilmesi, emekli maaşlarının ve bursların arttırılarak daha iyi yaşam koşulları sağlanması, ulusal savunmanın güçlendirilmesi öncelikli amaçlar olarak belirlenmiştir. Konut sorununa çözüm bulmak, sivil toplumun desteğini almak, uluslararası alanda tek kutuplu ABD hegemonyasıyla mücadele ederek çok kutuplu bir dünyada barışı sağlamak gibi amaçlar da planda belirtilmiştir.

Rusya Federasyonu Komünist Partisi (RFKP)

Rusya Federasyonu Komünist Partisi (RFKP)- (Коммунистическая Партия Российской Федерации (КПРФ)-Kommunistiçeskaya Partiya Rossiyskoy Federatsiyi  (KPRF), Rusya'da 1993 yılında kurulan bir siyasi partidir.

Ağustos 1991'de selefi Sovyetler Birliği Komünist Partisi'nin kapanmasından sonra, 14 Şubat 1993 tarihinde Rus Komünistlerinin 2.Olağanüstü Kongresi'nde kuruldu.
Parti eski Sovyet siyasetçileri; Gennadiy Zyuganov, Yegor Ligaçev ve Anatoly Lukyanov tarafından kurulmuştur.
2. Olağanüstü Kongre'de halen yine genel başkan olan Gennadiy Zyuganov parti lideri seçilmiştir.
Partinin resmi siyasi-ideolojik görüşü Marksizm-Leninizm’dir. Selefinden farklı olarak Stalinizmi savunmaktadırlar. 
Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin halefi olan KPRF, Birleşik Rusya Partisi’nden sonra Rusya’nın ikinci büyük siyasi partisidir.
Rusya’da sosyalizmin yeniden inşa edilmesi, bilimsel ve teknolojik ilerleme, bilimsel sosyalizmin ilkelerine dayalı olarak sosyal adaletin tesisi, insanın sömürülmesinin engellenmesi, mülkiyet hakkının korunmasıyla birlikte kollektivizasyon ve kooperatifin geliştirilmesi, tarım ve sanayide modern teknolojinin kullanılması, Sovyet dönemi sosyal güvencelerin restorasyonu partinin temel amaçlarıdır. Büyük ölçekli işletmelerin kamulaştırılmasını savunan ama özel sektörde küçük ve orta ölçekli işletmelerin korunmasına yönelik bir ekonomik program belirler.
Emekçilerin gerçek iktidarını temsil eden bir devlet inşa ederek emekçilerin çıkarlarını savunarak, kırsal alanda tarımda kolektif formların öncü rolünün geliştirilmesini ve sosyal odaklı planlamayı uygun görür. Doğal kaynakların millileştirilmesi, yerli üretimin geliştirilmesi, dışa bağımlılığın azaltılması, fiyatlar üzerinde devlet kontrolünün sağlanması, dengeli bir maliye politikası uygulanmasını amaçlar. Bilimsel ve teknik potansiyelin geliştirilmesi ve iyileştirilmesine, toplumsal çıkarların dikkate alınmasına önem verir. Uluslararası ilişkilerde eski BDT(Bağımsız Devletler Topluluğu) ülkeleriyle ekonomik ilişkilerin öncelikli olarak geliştirilmesini hedefler.
Doğru Rusya veya Adil Rusya Partisi
Doğru Rusya veya Adil Rusya Partisi (Справедливая Россия-Spravedlibaya Rossiya), merkez solda, demokratik sosyalist ya da sosyal demokrat olarak tanımlanabilecek siyasi çizgideki bir partidir.
Sosyalist Enternasyonal üyesidir.
28 Ekim 2006 tarihinde kurulan bu partinin, genel başkanı Sergey Mironov’dur.
Eski Rodina Partisi’nin halefi niteliğindedir. Kurulduğunda Rusya Federasyonu Komünist Partisi, Adil Rusya partisinin sosyalist oyları bölmek amacıyla Kremlin tarafından kurulduğunu iddia etmişti.

Siyasi Parti LDPR 

Siyasi Parti LDPR (Политическая партия ЛДПР-Politiçeskaya Partiya LDPR), eski adıyla Rusya Liberal Demokrat Partisi (Либерально-Демократическая Партия России – Liberal'no-Demokratiçeskaya Partiya Rossiyi), Rusya Federasyonu'nda aşırı sağ çizgide bir siyasi partidir. 

Vladimir Jirinovskiy, partiye 1992'deki kuruluşundan bu yana liderlik yapmaktadır.
Parti, 90'lı yıllarda hem komünizme, hem de "vahşi" kapitalizme karşı olmak sloganıyla 1993 Duma seçimlerinde çeşitli seçmen kitlelerinden oy toplayarak başarı elde etti.
2007 seçimlerinde parti %8.14 oy aldı ve Devlet Duması'ndaki 450 koltuktan 40'ını almayı başardı.
2011 seçimlerinde oy yüzdeleri %11.4'e yükseldi.
Partinin imajı ve hareket merkezi, tümüyle lideri Jirinovskiy'e bağlıdır.
İsmine rağmen Parti, söylemlerine bakılarak sıklıkla "ne liberal, ne de demokratik" şeklinde tanımlanmaktadır.
Parti ideolojisi, baskın olarak Jirinovskiy'nin fikirleri olan "Emperyal yeniden fetih" (yenilenmiş bir Rusya İmparatorluğu) ve "Büyük Rusya"nın otoriter vizyonu temelinde şekillenmiştir.
25. Kongre'den sonra (Aralık 2012) Rusya Liberal Demokrat Partisi adını Siyasi Parti LDPR olarak değiştirdi. Rusya Liberal Demokrat Partisi adı partinin tarihi adı haline geldi.
Renkli bir kişiliğe sahip LDPR'nin kurucusu, lideri , Duma Meclisi eski Başkan yardımcısı ve Avrupa Parlamentosu üyesi Vladimir Jirinovskiy,Türkolog, sosyolog ve avukattır.
Jirinovskiy, Seydişehir Alimünyum Tesislerinin yapılması sırasında Türkiye’de tercüman olarak çalışmıştır. Bu dönemde komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla kısa süreli gözaltına alınmıştır. Bu olayı hiç unutmamıştır ve sıkça dile getirmektedir.
Televizyon tartışma programlarının ateşli katılımcılarından olan Jirinovskiy, Türkçe bildiği hatırlatılınca bazen Türkçe şarkılar söylemektedir. En severek söylediği şarkı ise Türk Sanat Müziği bestecisi ve ses sanatçısı Suat Sayın'ın "Sevemez Kimse Seni" isimli şarkısıdır. 

***
Her ne kadar şu anda Duma’da milletvekilliklerini paylaşan ve önümüzdeki seçimlerde de üç aşağı beş yukarı aynı pozisyonda olacak dört siyasi parti farklı söylemlere sahip olsalar da, aralarındaki farklılıklara ve rekabete rağmen bana göre benzeşik politikalara sahipler.
Bazıları merkezin biraz sağında, bazılarıysa biraz solunda... Ancak tümü bizim tabirimizle “ulusalcı” Avrasyacı bir siyasi çizgideler. Aralarındaki birlik ve muhabbet ise “Yenikapı Ruhu”nu bile kıskandıracak ölçüde.

Yani, bir şekilde “işbirliğine dayalı çok partili bir sistem”in var olduğu gerçeğiyle karşı karşıya bulunmaktayız diyebiliriz.

Durum, Jirinovskiy’nin sevip, söylediği şarkının sözlerine uygun biraz:
“Sevemez kimse seni / Benim sevdiğim kadar / Sevgilim sen olmasan / Yaşamak neye yarar?”

***
Türkiye’yi ilgilendiren bir başka haber de şöyle:

Rusya Merkezi Seçim Kurulu Sözcüsü Vasiliy Lihaçev, 18 Eylül’de yapılacak Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma seçimlerinde Türk gözlemcilerin görev alabileceğini söyledi.

Geçen seçimlerde Türkiye’den 9 temsilci vardı.

Gazetecilere konuşan Lihaçev, 18 Eylül seçimlerini gerçekleştirme konusunda Rusya’nın hazır olup olmadığını incelemek, seçimler için gerekenleri saptamak amacıyla uluslararası bir heyetin ülkeye geldiğini söyledi.

Lihaçev, “Şimdilik 400 ilâ 500 gözlemci sayısı veriyorlar. Heyette AGİT ülkelerinden temsilciler var. Bu yöndeki ilgilerini belirten Türkiye ve ABD’den de temsilciler olacak. Varşova ve Viyana Türk temsilcilerin de olmasından yana bir karar alırsa, bu Ankara ile ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik bir kanal olabilir” ifadelerini kullandı.

9 Eylül 2016 Cuma

Rusya akılla anlaşılmaz, arşınla ölçülmez



Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya'nın akılla anlaşılabilecek bir ülke olmadığını söyledi.

Bloomberg'den John Micklethwait, Rus liderle yaptığı röportajda "Rusya'ya indiğimde iki seçenek arasında seçim yapmam gerekiyordu: Doktor Jivago ya da Godfather filmini izlemek. Rusya'yı anlamak isteyenlere siz ne izlemelerini tavsiye ederdiniz?" sorusunu yöneltti. 

Rus lider soruya şu cevabı verdi:

"Bilmiyorum. Bilirsiniz, bizde ünlü bir söz vardır: 'Rusya akılla anlaşılmaz, arşınla ölçülmez, Rusya'ya sadece inanılabilir.' Rus kültürü çok kapsamlı… Bu nedenle, eğer Rusya'yı anlamak ve hissetmek istiyorsanız, Tolstoy, Çehov, Gogol ve Turgenyev'i okumalı, Çaykovskiy'i dinlemeli ve klasik Rus balesini izlemelisiniz. Sizi temin ederim ki, Tatar, Mordovyalı, Çeçen, Dağıstanlı —kim olursa olsun- sıradan vatandaşlarla karşılaşmaya başladığınızda, onların çok açık hatta biraz naif insanlar olduklarını anlayacaksınız."

‘ADALET, RUSLARIN MENTALİTESİNDEKİ HAKİM ÖZELLİKLERDEN BİRİDİR’

Rusların ayırt edici bir özelliği bulunduğunu ve bunun da adalete olan eğilim olduğunu belirten Putin, "Bu, Rusların mentalitesindeki hakim özelliklerden biridir" diye konuştu.

Putin'in Rusları anlatmasının ardından söz alan Micklethwait, "O halde cevap Doktor Jivago" yorumunda bulundu.

6 Eylül 2016 Salı

Rusya "gürültüsüz-patırtısız" 18 Eylül seçimlerine giderken: Sokaktan notlar


M. Hakkı Yazıcı

Kaynak:
http://www.turkrus.com/
http://www.medyagunlugu.com/



Vladimir İvanoviç’le bizim avlunun devamındaki küçük parkta bir banka oturmuştuk.
Vakit geçirmek için genellikle kibrit çöpleri kullanılan bildiğimiz bir oyunu oynamamızı istedi. İtiraz etmedim.

Avucunun içinde gizlediği küçük kuru dal parçalarından hepsinin bir taraftaki uçlarını aynı hizaya getirip, diğer uçlarını ve gövdelerini ise avucunun içinde gizleyerek benden hangisinin en uzun olduğunu bulup seçmemi istiyordu. Ben bilemeyince çok eğlenip, gülüyordu.

Bu arada boş durmayıp, oynanan Türkiye-Rusya dostluk maçından, Fatih Terim’in Arda’sız, Selçuk İnan, Burak Yılmaz, Gökhan Gönül, Caner Erkin, Hakan Balta’sız sürpriz kadro seçiminden falan konuşuyorduk.

Malum, maç golsüz berabere bitmişti.

“Dostça bir maç oldu. Berabere bitti,” dedi.

“Ne yani, iki taraftan biri yenseydi aramız yeniden mi bozulacaktı?” diye sordum.

Cevap vermedi.

Öyle ya, daha dokuz ay kadar önce talihsiz bir olay dostluğumuza ara vermemize neden olmuştu. Dokuz doğurmuştuk… Dostluk maçında bile olsa olumsuz bir şeyin olmasını istemiyorduk. Neyse ki maç, çirkin taraftar sloganları, küfürler, kasti fauller, kırmızı kartlar, verilmeyen penaltılar, ofsayt kokan goller olmadan, temposuz ve heyecansız da olsa dostane bir şekilde sona ermişti.

Biz bunlarla meşgulken parkın ortasında bir grup insan on dakikada küçük bir platform ve kürsü oluşturup, parkta dinlenen insanlara kendi parti tanıtım broşürlerini dağıtmaya başladı.
Sonra o partinin bizim bölge adayı kürsüden toplanan küçük kalabalığa kısa bir konuşma yaptı. Bitince de geldikleri gibi toparlanıp gittiler.

Vladimir İvanoviç’e “Sen oyunu hangi partiye vereceksin?” diye sordum.

Biliyordum aslında hangi partiye vereceğini, ama söylemedi.

Benim için hiç fark etmez anlamında, “Мне всё равно (minye fisyö ravno),” dedi.

Bu arada hava ani bir sürpriz yaptı; birkaç damlanın sonrasında şiddetli bir yağmur başladı. Kendimizi bizim padiyezdden, apartman girişinden içeri zor attık.

***
Rusya’da bu ay içinde seçimler var.
18 Eylül’de Rusya Federasyonu Parlamentosunun alt kanadı olan Duma seçimleri yapılacak.

Duma, 2016 parlamento seçimlerinin aralık ayından eylüle alınmasını onaylamıştı. Yani bizim bildiğimiz bir erken seçim. Ancak sadece üç aylık bir öne çekme. Gerekçesi de seçimlerin eylül ayına çekilmesiyle, katılım oranının artırılması hedeflenmesi.

Seçimlerin daha erken bir tarihte yapılmasını öneren tasarıyı hazırlayan milletvekilleri, seçimlerin aralık ayında yapılmasının soğuk hava koşulları ve Noel tatilinin yaklaşması nedeniyle pek uygun olmadığını savunuyordu.

Aslında makul bir gerekçe… Zira Rusya’da aralık ayının ayazını da, yeni yıla hazırlık telaşını da iyi bilenlerdenim.

Karar, 102 hayır oyuna karşı 339 evet oyuyla kabul edildi.

İktidardaki Birleşik Rusya Partisi, Liberal Demokrat Partisi, Adil Rusya Partisi seçimlerin eylül ayına alınmasını desteklerken, seçimin kasım ayının ilk pazar gününde yapılmasını öneren Rusya Federasyonu Komünist Partisi ise hayır oyu kullandı.

Bu ay içinde yapılacak seçimler Rusya’da önemli değişikliklere yol açar mı?

Öyle bir beklenti hiç kimsede yok.

Bende de yok.

Sadece şu olabilir: Bazı milletvekillikleri bir partiden diğer partilere kayabilir.

Muhtemelen yine, “Bütün dünyanın merakla izlediği Rusya’daki seçimlerden beklenen sonuçlar çıktı,” diyeceğiz.

***
Rusya'da parlamento seçimleri en son 4 Aralık 2011 tarihinde yapılmıştı.

Seçime ilginin çok yüksek olduğu söylenemezdi.

Katılımın yüzde 60 olarak gerçekleştiği 2011 seçimlerinde;

- İktidar partisi Birleşik Rusya yüzde 49,32,
-Komünist Parti yüzde 19,19,
-Adil Rusya Partisi yüzde 13,24
-Vladimir Jirinovski'nin liderliğini yaptığı Liberal Demokrat Partisi ise yüzde 11.67 oy almıştı.

***
Önümüzdeki seçimlerde ne olacak? Seçimler yine geçen seferki gibi mi sonuçlanacak?

Şimdilik bilmiyoruz. Ancak tahminler yapabiliriz. Doğrusunu ise tabii ki seçimlerden sonra göreceğiz.

Burada da bizim memleketteki kadar olmasa bile yapılan tahminler, anketler var.

Örneğin yakınlarda Rusya Kamuoyu Araştırma Merkezi (VTSIOM), seçimlerle ilgili yaptığı bir araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Rus vatandaşlarının Duma seçimlerinin yaklaşmasıyla birlikte politikaya ilgilerinin arttığını bildirdi.

VTSIOM’un 6-7 Ağustos tarihlerinde düzenlediği ankete 1600 kişi katılmış.

Bu ankete göre, Ağustos ayı başında ankete katılanların %67'si politikayla ilgilendiklerini dile getirmiş.

Bu oran Ekim 2015'de %50 seviyesindeydi. Yani ciddi bir artış var.

Erkeklerin %72'sinin ve emeklilerin ise %77'sinin politikayı takip ettiği saptanmış. 

Sosyologlar, araştırmacılar, halk arasında Rusların politikayla pek fazla ilgilenmediklerine ilişkin yaygın bir düşünce olduğunu, fakat yavaş yavaş bu düşüncenin kaybolduğunu ifade ediyorlar.

Yine bu araştırmaya göre insanların politikadan yorulduğunu düşünenlerin sayısı %75'den %66'ya düşmüş. Bunun aksine bu fikre katılmayanların sayısı %12'den %19'a yükselmiş.

Ankete katılanlar, vatandaşların politikadan yorulmalarının sebebinin verilen sözlerin tutulmaması ve kandırılma hissi olduğunu belirtmişler. 

Demek ki her yerde aynı sıkıntı var.

Ne kadar doğru olduğunu daha sonra anlayacağız, ancak Rusların politikaya ve seçimlere ilgilerinin arttığına dair ciddi gözlemler var.

Bu arada yapılan anketler çoğalıyor.

İlginç sonuçlar çıkıyor ve bunlar paylaşılıyor.

Bir başkası, örneğin Rusya'nın bağımsız araştırma şirketi Levada Center’ın araştırması. 

Vatandaşlara ilginç bir soru sorulmuş ve ortaya ilginç sonuçlar çıkmış.

"Önümüzdeki parlamento seçimlerinde oyunuzu para karşılığı satar mısınız?"

Soruya bak diyeceksiniz, ama bizim memlekette de seçmen tavlamak için erzak dağıtmak yaygın bir yol değil mi?

İnsanların geçim derdinin siyasi inançlarının önüne geçmesi olabiliyor.

Bu soruya Rus vatandaşlarının yüzde 23'ü olumlu yanıt vermiş.

Oylarını para karşılığında satmayı kabul eden yüzde 23'lük dilim içerisindeki vatandaşların yüzde 11'i 5 bin rubleye, yani bizim paramızla yaklaşık 230 liraya, yüzde 5'lik kısmı ise daha yüksek rakamlar karşılığında bu işi yapabileceklerini belirtmişler.

Ankete katılanların yüzde 63'ü ise oylarını herhangi bir paraya kesinlikle satmayacağını ifade etmiş. Helal olsun onlara.

Anketteki “temiz ve dürüst bir seçim olacak mı?” sorusuna ise cevaplar ise şu şekilde:

Rusya vatandaşlarının yarısından fazlası (%51) önümüzde Eylül ayında gerçekleştirilecek parlamento seçimlerinde bir istismar veya hile olabileceğini düşünüyormuş.

Bizdeki “trafo kedileri”ni halkımız unuttu mu acaba?

Yüzde 21'lik bir kesim yerel seçim noktalarında elde edilecek sonuçlarda hile yapılacağını düşünüyormuş.

Yüzde 18 ise "iktidar partisi" lehinde çalışmalar yapılacağını düşünenlerin oranı. İktidar tarafından seçmenlere rüşvet vererek oyların satın alınabileceğini düşünen yüzde 15, muhalefet tarafının bunun yapılabileceğini düşünenler ise yüzde 11 oranındaymış.

“Hileler seçim sonuçlarına etki eder mi?” diye de sorulmuş.

Seçimlerde hile yapılacağını düşünen yüzde 51’lik oran içindeki yüzde 54'lük kısım bunun seçimlere ciddi oranda etki edeceğini düşünüyormuş. Yüzde 35’si etkinin çok güçlü olmayacağına, yüzde 5’i ise yapılanların seçimleri hiçbir şekilde etkilemeyeceğini düşünüyormuş.

Levada Center'ın anketi 5-8 Ağustos tarihleri arasında Rusya Federasyonu'nun 48 farklı bölgesinde, 137 yaşam alanında, 18 yaş ve üzeri 1600 kişiyle gerçekleştirilmiş.

Yine Levada Center’ın anketine göre, iktidar partisi Birleşik Rusya’yı desteklediklerini söyleyenlerin oranı bir ayda yüzde 39’dan yüzde 31’e düşmüş.

***
Peki, kampanyalar nasıl yürüyor?

Televizyonlarda da kısa seçim spotları yavaştan başladı.

Benim sokaktan, ortalıktan aldığım izlenimim Komünistlerin diğerlerine göre biraz daha çalışkan oldukları yönünde.

Seçimler için yarış kızışırken en ilginç sosyal medya kampanyalarından biri Rusya Federasyonu Komünist Partisi’nden geldi. 

Komünistlerin hazırladığı propaganda videosunda Lenin, elinde dizüstü bilgisayarı ve kırmızı giyimiyle yirmili yaşlarında bir genç olarak tasvir ediliyor. Kendisiyle aynı yaşlarda ve aynı şekilde giyinmiş güzel bir kadınla poz veren genç Lenin’in üzerinde RFKP tişörtü görülürken kız arkadaşı Sovyetler Birliği Komünist Partisi amblemini taşıyan bir tişört giyiyor. Gerek genç Lenin’in, gerekse kadın arkadaşının tüm aksesuarları da kırmızı renk taşıyor.

Komünist Parti, klasik çizgisini aşma niyetinde olduğu mesajını veriyor sanırım.

Daha çok Sovyet dönemini yaşamış orta yaş ve üzeri insanların oylarını alabilen RFKP, “Gün Kızıl Günüdür” sloganıyla yürütülen kampanya sayesinde nüfusun daha genç kesimlerine de ulaşmaya çalışıyor.

Araştırmalara göre Rusya’da komünizmin liberal ekonomiden daha iyi bir sistem olduğunu düşünenlerin oranı %60’ın üzerinde görünüyor. Ancak önceki seçimlerde aslan payını hep komünistler değil, bu tip duyarlılıkları da kullanmayı başaran Putin’in Birleşik Rusya partisi alıyor.

Sokaktaki izlenimim demişken onu da biraz açmam lazım.

Rusya’da seçimler bizim memlekettekine hiç benzemiyor. Burada öyle şamatalı, şarkılı-türkülü, çalgılı-çengili, gürültülü seçim kampanyaları; şehir şehir parti mitingleri; duvarları, sokak panolarını, elektrik direklerini kaplayan üst üste parti afişleri, pankartlar olmuyor.

Biraz dikkatli olmazsanız bu ülkede seçim olduğunu bile anlayamazsınız.

***
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, iktidardaki Birleşik Rusya partisi üyelerinden Eylülde yapılacak parlamento seçimlerinde 'dürüst ve adil' yarışmalarını istemiş.

Birleşik Rusya partisinin 14. kongresinde konuşan Putin, Eylüldeki parlamento seçimlerinde yarışacak tüm adayların, halkı bölmeye yönelik eylemlerden ve mevcut zorluklar konusunda spekülasyon üretmekten kaçınması gerektiğini söylemiş.

Putin ayrıca seçimlere katılacak tüm partileri 'halkın güvenine değer vermeye' çağırarak, "Hepimize, herkesin potansiyelini ortaya çıkarabildiği, devletin ve vatandaşların birbirini duyduğu ve desteklediği güçlü, bağımsız ve refah dolu bir Rusya gerek" demiş.

***

Şimdilik burada ara verelim, Rusya’daki siyasi partiler, önceki seçimler ve analizi konusunda kısa bilgi verme işini, sonraki gelişmeleri de bir sonraki yazıya veya yazılara bırakalım.