Moskova

Moskova

23 Mayıs 2014 Cuma

Adını farelerden alan şehir

Adı fareler tarafından verilen kent


Kaynak: http://turkish.ruvr.ru/

1991 yılına kadar Yaroslavl bölgesinde Mışkin adlı kentin varlığını çok az kimse biliyordu. 1991 yılında bu kentte Fare Müzesi açıldı.

Rusça Mış, fare demek.


Şimdilerde Volga nehrinde sefer yapan turistik gemilerin hemen hepsi mutlaka Mışkin’de demir atıyor. Bu kentte bulunan dünyanın tek Fare Müzesi Ruslar tarafından olduğu kadar yabancı turistler tarafından da rağbet görüyor.

Mışkin’de Fare Müzesi bu kentin adının kökeni anısına açıldı. Bu konu ile ilgili birkaç rivayet biliniyor. En eski rivayete göre Moskovalı boyar Mstislavski’nin yaşamında yer aldığı söylenen bir olay bu adın verilmesine neden olmuştur. 

Müzenin müdürü Lübov Greçuhina şunları anlatıyor:
"Şimdi Mışkin kenti bulunduğu yer, çok eski zamanlarda bir ormanlık yerdi. Zengin insanlar bu ormanlarda avlanmayı çok seviyorlardı. Bir gün ayı avına gelen prens Fedor Mstislavskiy bir tek ayıyı vuramadıktan sonra biraç dinlenmeye karar vermiş ve uykuya dalmış. Derken yüzü üzerinden bir fare koşmuş,Prens hemen ayağa kalkmış ve ayakları yakınında zehirli bir yılan görmüş. Fedor Mstislavski yılanı kılıçla öldürmüş ve ölümden kurtulmuş. Ondan sonra prens bu yerde küçük bir şapelin inşa edilmesini emretmiş. Şapel yakınında insanlar yerleşmeye başlamışlar. Ve bu yere Mışkin adı verilmiş. 
Bugün Mışkin, Rusya’nın pek çok küçük kentinden biridir. Topu topu 6 bin nüfuslu kente her yaz 170 bin kadar turist geliyor. Bunun nedeni de Fare Müzesi. Bir yandan fare, kentin neşeli simgesidir. 18. yüzyıldan başlayarak bu kentin armasında farenin görüntüsü bulunuyor. Fare Müzesi siyarete açık olduğu saatlerde Fare Sarayında güzel temsiller veriliyor. Öbür yandan müze enformasyon alanında ciddi faaliyetler yürütüyor. “Fare,bilimin kahramanıdır” bölümünde kobay faresinin dünyanın bilimsel bilgi teorisine yaptığı katkı hakkında bilgiler edinmek mümkündür. Müzede, Moskova Hayvanat Bahçesinin katılımı ile düzenlenen küçük bir hayvanat köşesi var. Bu hayvanat köşesinde değişik tür fareler ve sıçanlar yaşıyor. Ambar ekspozisyonunu küçük değirmen taşlarından ve tahta çıkrıklardan muhasebeciler tarafından kullanılan hesap makinelerine kadar eski zamanlarda Rusyalıların yaşamında önemli rol oynayan eşyalar oluşturdu. Fakat bu eşyaların yanında insan figürleri yerine etnik elbiseli fare figürleri bulunuyor. Mışkin kentinde Fare müzesi ile rekabet edebilen bir tek görülmeye layık yer var. O da Keçe çizme müzesidir. Bu kentte keçe çizmeler 100 yılı aşın bir süredir yapılıyor. Hatta Keçe çizme anıtı dikildi. Mışkin Turizm Merkezi müdürü Svetlana Çistyakova ise kente şöhret kazandıranın hiç te müzelerin olmadığı kanısını belirterek şunu söyledi:
"Tabii kentimize ün kazandıran keçe çizmeler ve fareler değil kentin tarihini özenle koruyan insanlar oldular. Taşralılara özgü saflığımız ve iyi kilpliliğimiz turistleri celbediyor. Mışkin kentinin sakinleri tarafından hemen hemen tüm eski yapılara evin tarihçesini anlatan küçük levhalar yerleştirildi. Böyle evler arasında kentte ilk olarak eletrik ampulü kullanılmasına başlandığı ev ve “çar votkası” olarak adlandırılan meşhur “Smirnovka” votkasının yaratıcısı Petr Smirnov’un doğduğu ev bulunuyor."
Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/2014_05_22/Adi-fareler-kent/

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Park Muzeon: Moskova'nın "yükselen" değeri


Kaynak: http://www.moskovalife.com/

Moskova nehrinin kıyısındaki, Gorki Park'a komşu Muezon Parkı her daim popülerdi. 

Çünkü burası başketin "gezilmezse olmaz" heykel parkı. Mesela sadece KGB binasının önündeyken sökülen ünlü Dzerjinski'nin (KGB'nin kurucusu, Demir Feliks) buraya kaldırılan ünlü heykelini görmek için bile gelmek farz.

Stalin ve Lenin dahil, SSCB yıkıldıktan sonra kaldırılan pek çok kült heykel de bu parkta sergilendiği için, turistik gezilerin de önemli duraklarından biridir Muzeon.

Ama işin doğrusu, yıllardır bu park ihmal edilmiş, kendi halinde, bakımsız bir parktı. Ta ki Gorki Park (Park Kulturı) ile başlayan "modernizasyon" dalgası bu yıl buraya da vurana kadar.
Bölge tepeden tırnağa yenilendi. Nehir yolu trafiğe kapatıldı. Köşede ressamların eserlerini sattığı meşhur sokak sergisi, daimi bir mekana çevrildi. Çevre düzenlemesiyle bölgenin çehresi değişti. Şehir parklarının nasıl "adam edileceğinin" dersini adlık böylece.

İşte bu bölgenin uzak köşesindeki Muzeon da değişimden nasibini aldı. Sadece makyaj yapılmadı, muazzam bir estetik ameliyatla Moskova'nın en güzel, en özel parklarından biri oldu. Açık hava sinemasından konser alanına, yeni cafelerden şık banklara, bisiklet parkurlarından yeşil alanlara, bambaşka bir park sevenlerini bekliyor.

Havalar güzelleşmişken, Metro Oktybrskaya yakınındaki parka muhakkak gidin. Bölgede park sorunu hala ciddi, ama arkak sokaktan girerseniz paralı, makul park yerleri bulmanız mümkün. Bir kez gidin; eminiz bu yaz daimi mekanlarınızdan biri olacak.


Park Muzeon adresi:
Krımskaya
N
aberjnaya 10

Rusya başkentini nasıl değiştirdi

Rusya başkentini nasıl değiştirdi

Kaynak: http://turkish.ruvr.ru/

Bundan yaklaşık 300 yıl önce,19 Mayısta Rus Çarlarının resmi konutu, eski Moskova’dan çar Büyük Petro’nun isteği üzerine yeni kurulan Sankt-Petersburg şehrine taşınmıştı.

Böylelikle Sankt-Petersburg ülkenin yeni başkenti olmuştu.

Moskova 13. yüzyılda Büyük Moskova Prensliğinin merkezi ve 15. yüzyılın ikinci yarısında birleşik Rus devletinin başkentiydi. 

Ancak Moskova, o zamanın koşulları ve ulaşım olanakları düşünüldüğünde diğer ülkelerle ilişkiler için arzu edilen konumda değildi. 

Çar Büyük Petro Avrupa’ya pencereyi açmak kararlılığındaydı. 

Uzun bir zaman Avrupa ülkelerinde yaşamış olan Büyük Petro, Rusya’nın Avrupa ülkelerinin en iyi deneyiminden yararlanarak Batı komşuları ile ticari ve kültürel ilişkileri geliştirmesi gerektiği kanısında idi. Bu amaca ulaşılması için elverişli bir su yoluna ihtiyaç vardı. Bundan başka çar Büyük Petro Avrupa devletlerinden Rusya’ya gönderilen Büyükelçilerin Avrupa tipi kentte kendilerini daha rahat hissedeceklerinden emindi. 

Büyük Petro Sankt-Petersburg’un Rusya imparatorluğunun Avrupa'ya dönük yüzü haline gelmesini istiyordu.

1703'te Büyük Petro, Rusya’nın Kuzey-Batısında Baltık denizinin kıyısı yakınında Neva nehrinin deltasında Petropavlosk kalesinin temelini attı. Böylece Sankt-Petersburg’un inşasına başlandı. 9 yıl sonra Rus çarının Avrupa’ya ve Baltık bölgesine yöneltim politikasının simgesi haline gelen yeni başkent çarı ile çevresindekileri ve hükümeti kabul etmeye hazır duruma gelmişti. 

19 Mayıs 1712'de Petersburg Rusya imparatorluğunun resmi idare merkezi oldu. Büyük Petro’nun hayali gerçekleşti. Petersburg Avrupa’da gerçek bir “Avrupa kenti” ve mucize kent olarak nitelendirilmeye başlandı. 

İnşa çalışmaları sırasında Batı’nın inşaat alanındaki deneyiminden yararlanılmıştır. Rusya’nın yeni başkenti “Kuzey Venediği” olarak nitelendiriliyordu. O zamanki ünlü mimarlar Trezini, Rastrelli ve de Tomon, Rusya’nın yeni başkenti için hazıladıkları yapı tasarımları ile isimlerini ebedileştirdiler. Kentin tarihsel çehresini belirleyen asıl bu mimarlar oldular. Kayda değer bir husus daha var. Avrupa’daki büyük kentlerden hiçbiri bu kadar kısa bir süre içinde kurulmamıştı. Petersburg bir kuşağın gözleri önünde kurulmuştur.
Çar Büyük Petro’nun ölümünden sonra imparatoriçeler Yelizaveta ile 2. Yekaterina zamanında ataerkil Moskova, görkemli başkent Peterbsburg’dan geri kalıyordu. 

İki kentin görünüşleri arasındaki farklılık Aleksandr Puşkin ve Nikolay Gogol gibi büyük Rus yazarları için ilham kaynağı oldu.
20. yüzyılın başlarında 1 milyon nüfuslu Petersburg kenti büyük bir sanayi, kredi ve borsa merkezi ve dünyada en önemli kentlerden biri haline gelmiştir. 

1917 Ekim devriminden sonra bolşevikler dost olmayan devletlerle sınırların yakın bulunduğunu hesaba alarak ülkenin başkentini yeniden Moskova’ya taşıdılar. Fakat Ruslar alışkanlıkla Petersburg’u kendi Kuzey başkentleri olarak saymaya devam ediyorlar.

Tamamını oku: http://turkish.ruvr.ru/2014_05_19/Rusya-bashkentini-degishtirdi/